The document has moved here.
|
||
RÜŞTÜ BABALAR ÖLMEZ | ||
ANI - Tuluğ MOR Çeşme''de geçirilen hazin trafik kazasından sonra takımımız büyük bir hızla kendini toparlamış ve Malatya maçı hazırlıklarını tamamlamıştı. Bizde her zaman ki gibi tribünde y |
||
ANILAR Haberi | ||
![]() |
||
ANI - Tuluğ MOR Çeşme'de geçirilen hazin trafik kazasından sonra takımımız büyük bir hızla kendini toparlamış ve Malatya maçı hazırlıklarını tamamlamıştı. Bizde her zaman ki gibi tribünde yerimizi almak için pazar gününü iple çekiyorduk. O yıllarda sürekli gittiğimiz kapalı tribün yerine her ne hikmetse bu maçta kalabalık bir eküri ile balkona çıkmıştık. Kapalı tribün doluydu, açık trübün ise oldukça kalabalıktı keza balkon trübününde de hatrı sayılır seyirci vardı. Hiç unutmam Ali Çoban maça kafasında sargıyla çıkmıştı. Maç çok iyi gidiyordu, takımımız atak üstüne atak yapıyodu ki o yıllar Malatya’nın Malatya olduğu seneydi. Taraftar da her zamanki gibi üstüne düşeni yapmış Alsancak Stadı’nı inletiyordu. Tam bu güzellikler devam ederken top direkten dönmüş tüm stad ayağa kalkmıştı. Pozisyon geçmişti ki balkondan kapalıya doğru bir hareketlenme oldu. Ne oldu ? derken kapalıda ki bir taraftarın fenalaştığını öğrendik. Herkes biranda balkondan kapalıya bakmıştı kimin fenalaştığını görmek için fakat kalabalıktan tam seçilmiyordu. Aralardan, boşluktan sanki bir an görür gibi oldum kim olduğunu, Rüştü baba gibi geldi ama olamazdı öyle bir şey. O olamazdı, yanlış görmüş olmalıydım. Hemen dönüp arakama, tribüne baktım. Tüm tribün balkondan kapalıya bakarken orda oturan biri vardı inceden serzeniştede bulunuyodu. Rüştü babanın oğlu yani çocukluk arkadaşım kadim dostum Reha Ulusoy… - Amma meraklısınız ya geçin oturun maçı izleyin demişti. Bende nasıl olsa yanlış görmüşüm diyerek yerime geçtim oturdum ve maçımı izlemeye devam ettim. Reha’ya bir şey söylemedim ama içim içimi kemiriyodu acaba O muydu diye. Maç bitti.. Malatya’yı 2-1 yendik. Galibiyet sevinci ile stadtan ayrıldık. Herkes evlerine dağıldı. Eve gittiğimde ilk iş Reha’nın evine telefon açmaktı. Malum o zamanlar cep telefonuda yoktu. Telefona çıkan kimdi şu an hatırlayamıyorum ama RÜŞTÜ BABA ile görüşmek istediğimi söylediğimde karşıdan o acı haber geldi. RÜŞTÜ BABAYI KAYBETTİK. Ne diyeceğimi, ne yapacağımı bilemeden teli kapattım ve evlerine doğru koşturmaya başladım. Eve geldiğimde baktım ki Reha’da yok evde. Nereye gittiğini de bilen yok. İnanılmaz bir üzüntü içersindeydi herkes. Dünyanın en iyi insanlarından Rüştü baba ölmüştü. O sadece Sefa - Reha - Gülçin kardeşlerin babası değil, benim de babam sayılırdı. İşte Karşıyakalı olmak böyle bir şeydi.. Kaçırılan bir gol pozisyonunun üzüntüsü bile kalbi etkiliyordu. Eve döndüğümde odamın duvarına kırmızı keçeli kalemle 'RÜŞTÜ BABALAR ÖLMEZ' yazabildim sadece. Tuluğ MOR Not: Kalbi Yeşil Kırmızı Atanlarla paylaşmak istediğiniz anılarınızı deniz@yesil-kirmizi.com adresine gönderebilirsiniz. www.yesil-kirmizi.com / özel |
||
|
||
Etiketler: |
|